Sabah gözümüzü açar açmaz elimiz telefona gidiyor. Bildirimler, mailler, sosyal medya akışları… Gün içinde defalarca farkında olmadan ekranımıza bakıyoruz. Çoğu zaman da neden baktığımızı bile bilmiyoruz. Peki, gerçekten bu kadar bağlı olmamız gerekiyor mu? Yoksa biraz olsun yavaşlamanın ve ekranlardan uzaklaşmanın vakti geldi mi?
Telefonu bırakmak neden bu kadar zor?
Sosyal medya ve dijital dünya, beynimizi adeta bir kumar makinesi gibi çalıştırıyor. Gelen her yeni bildirim, her beğeni ve yorum dopamin salgılamamıza neden oluyor. Ve tıpkı bir bağımlılık gibi, bu küçük ödüller bizi daha fazla ekrana bakmaya itiyor.
Psychology Today’de yer alan bir makaleye göre, sosyal medyanın bağımlılık yapıcı etkisi büyük ölçüde değişken pekiştirme ilkesine dayanıyor. Yani, bir paylaşım yaptığımızda ne kadar ilgi göreceğimizi önceden bilemiyoruz. Bazen yüzlerce beğeni alırken, bazen hiç etkileşim alamamak bizi tekrar tekrar denemeye itiyor. Tıpkı kumar oynayan birinin büyük ikramiyeyi beklemesi gibi, sosyal medya da bizde aynı etkiyi yaratıyor.
Fakat işin diğer yüzü de var. Sosyal medyada geçirilen saatler, fark etmeden artan stres, yetersizlik hissi ve zihinsel yorgunluk olarak geri dönüyor. Dijital dünyaya bu kadar gömülmek, gerçek dünyayla olan bağımızı zayıflatıyor.
Dijital detoks mümkün mü?
Tamamen internetten kopmak gerçekçi bir çözüm değil. Ancak bilinçli kullanım mümkün. İşte dijital detoksa başlamak için birkaç öneri:
1. Bildirimleri susturun
Telefonunuza her bildirim geldiğinde dikkatiniz bölünüyor ve beyniniz hızla oraya yöneliyor. Gün içinde onlarca bildirim almak yerine, sadece önemli olanları açık bırakın. Sosyal medya uygulamalarının bildirimlerini kapatmak bile büyük bir fark yaratacaktır.
2. Ekransız zaman dilimleri belirleyin
Kendi kendinize şu soruyu sorun: Sabah uyandığımda ilk iş telefona bakmak yerine ne yapabilirim? Gün içinde en az bir saat telefonunuzu başka bir odada bırakmayı deneyin. Yatmadan bir saat önce ekranlardan uzak durarak zihninizi dinlendirin.
3. Sosyal medya kullanımınızı gözden geçirin
Psychology Today’de yayınlanan makaleye göre, kısa süreli sosyal medya molaları bile stres seviyelerini düşürebiliyor. Facebook’ta bir hafta ara vermek üzerine yapılan bir çalışmada, deneklerin stres seviyelerinde anlamlı bir düşüş gözlemlendi. Ancak bu etki, sosyal medya tamamen bırakıldığında farklı sonuçlar verebilir. Bazı araştırmalar, sosyal medyayı aniden bırakmanın yalnızlık hissini artırabileceğini gösteriyor. (Psychology Today, “Less Stress, More Loneliness”)
Bu nedenle, sosyal medya kullanımınızı bir anda sıfırlamak yerine, aşamalı olarak azaltmayı deneyebilirsiniz. Ekran süresi raporlarını inceleyerek sizi en çok meşgul eden uygulamaları belirleyin ve bu süreyi kademeli olarak azaltın.
4. Alternatif alışkanlıklar edinin
Eğer ekran başında geçirdiğiniz sürenin yerine koyacak bir şey bulamazsanız, boşluk hissi yaşayabilirsiniz. Bunun yerine kitap okumak, yürüyüş yapmak, hobi edinmek veya sadece sevdiklerinizle yüz yüze sohbet etmek gibi alternatifler oluşturun.
Gerçek bağlantılar, sanal bağlardan daha değerli
Sosyal medyada yüzlerce insanı takip ediyor olabiliriz, ama önemli olan gerçek hayattaki bağlarımız. Telefonu bir kenara koyup göz göze konuşmanın, bir dostla kahve içmenin veya doğada vakit geçirmenin yerini hiçbir ekran dolduramaz.
Dijital dünya hayatımızın bir parçası olmaya devam edecek. Ama biz onu nasıl kullanacağımıza karar verebiliriz. Biraz mesafe koymak, bilinçli kullanmak ve zaman zaman dijital detoks yapmak, hem zihinsel sağlığımız hem de gerçek hayatla bağımız için büyük fark yaratacaktır.
Belki de şimdi telefonu bırakıp biraz dışarı çıkmanın tam zamanı!
Ahmet Öztaş